Hatırlamakla unutmak arasında bıraktığımız gölgeli bir zaman, tozlu sükunetle durur, öylece. Zamanın hatırası kusurundandır. Bu kusurun telafisinin adı hayat mıdır, bir fotoğrafa çerçevelenerek asılmış duvarı insan mıdır bilinmez, lakin tıpkı Proust’un dediği gibi:“İnsan ancak hatırladığı şeye sadık kalabilir ve ancak bildiği şeyi hatırlar.
Gürsel Korat’ın okuduğum ilk kitabı. Biraz Ermeniler tarafından anlatıldığı için insan ister istemez, bir bağ mı var diye düşünüyor, oysa Korat kendisinin de ifade ettiği üzere, milliyetçi, muhafazakar aileden gelen Müslüman bir Türk. 1915 yılının Haziran ayında o zamana kadar dost, komşu olan Ermenilere bakışın bir kaç günde değişmesi ve meşhur “Tehcir” üzerinden insan hikayeleri anlatılıyor kitapta. Konunun özü, askerlerle Nevşehir’ e gelen Miralay Ziya Bey aynı zamanda bir sırrın peşinde, Tehcir’den kurtulmaya çalışan Ermeni ailelerinin ise tek umudu gizli bir mağaraya sığınmak. 12-22 Haziran arasındaki on günde bir şehir ve insanların kalplerinden, zihinlerinden asla silinmeyecek olaylara, insanların yaşamak ve aileleri uğruna neler yaptıklarına tanıklık ediyoruz. On günlük bir zaman diliminde geçiyor Gürsel Korat’ın “Unutkan Ayna”sı. Nerdeyse saat saat anlatılmış bu on gün; her saat, her dakika yaşamdan kesitleri içeriyor. Önce Müslüman olanların kalacağı söylenerek , erkekler sünnet ediliyor, gururuna yediremeyenler intihar ediyor. Sonra o güne dek olmaz sanılan oluyor, “Tehcir” başlıyor. Yardım etmeye çalışan Müslümanlara dayak atılıp, ceza veriliyor, mallar talan ediliyor. Ermeni erkekler öldürülüp, çocuklar devşirme, kadınlar da cariye olmaya zorlanıyor. Nevşehir’in Ermenilerinden bir “Unutkan Ayna” nın hatırladıkları kalıyor…
(Not: Şahsi görüşüm, biraz araştırıp, tarih okuyup, farklı kaynaklara da bakıldığında böyle şeyler olduğu aşikar. O dönem özellikle Balkanlar, Rus toprakları ve Arap Yarımadası’nda Türk ve Müslümanlara yapılan zulüm ve tehcir sonrasında yaşananlar, Osmanlı’nın durumu, öç ve halk psikolojisi böyle olaylara yol açmış olabilir; ancak Ermenilerin iddia ettiği üzere sistematik bir kıyım ve katliam olduğuna da inanmıyorum.)
Gürsel Korat gerçekten usta işi bir romana imza atmış. Kitabın sonunda ortaya çıkan sır ve sürpriz son da etkileyici…
Comments